Header Ads

"HAYIR DUR, YANLIŞ NEEKO'YA VURUYORSUN!"

 


"HAYIR DUR, YANLIŞ NEEKO'YA VURUYORSUN!"

Hey! Neeko nerede, onu görebiliyor musunuz? Şu an herhangi birinin kılığında olabilir. Çok dikkatli olmalısınız. Bu rengarenk kişiliğin altında yatan gerçekleri öğrenmeniz gerek. Yanlış Neeko'nun peşinden gidiyor olabilirsiniz... Aman dikkat edin.



"ARTIK DERT TASA İSTEMİYORUM. PEYNİR EKMEK İSTİYORUM!" ah Neeko o kadar bensin ki..


Neeko Fan Art
Bizim meraklı sevecen bukalemunumuz dünyanın en doğusundan, ücra ve gizemli
bir adadan geldi. Neeko'nun mensup olduğu kabile o kadar köklü ve soyluydu ki tüm vastayaların atası kabul edilen Vastayashai'rei'ye doğrudan dayanabiliyordu. 

Oovi-Kat'ler çok güçlü olsalar bile barışçıl varlıklardı. Neeko'nun insan sevgisinden  bunu anlayabiliyorsunuz zaten, cıvıl cıvıl. Toplumları ruhlar alemi ile uyum içerisinde yaşıyordu. 

 Böylece sho'maları (ruh özleri) ile diğer varlıklar yakınlarında oldukları için onlarla  iletişim kurabiliyordu. Hatta onları fiziksel olarak taklit edebiliyordu. Aralarında gizli saklı olmamasına rağmen Neeko kadar meraklı, çevik ve enerjik  Oovi-Kat'ler oldukça nadirdi.





KAVGA BİTTİ MİYDİ HERKES PİKNİĞE DAVETLİ. RAKİPLER BİLE!

Zamanla Neeko'nun oyunlara olan hayranlığı arttı. Çeşitli eşyaları, düşünceleri saklar, onları arayanları ise eğlenerek izlerdi. O kadar iyi niyetli ve masumdu ki her şeye burnunu sokardı. Eğlenceli ve mutluydu. Huzurlu bir yaşam süren rengarenk bir bukalemundu. Lakin bir şeyler ters gitti ve uzun sürmedi bu huzur. Büyük bir felaket geldi, hem de kocaman bir kara bulut gibi.

Oovi-Kat bilgelerinin zekası ve yaptıkları fedakarlıklar sayesinde Neeko, memleketi yerle bir olurken kaçmayı başardı. Sho'ma sayesinde bir kuşa dönüştü ve bulunduğu yerden uçarak uzaklaştı. 

Fakat kulaklarında halkının ruhani boşluktaki çığlıkları yankılanıyordu. 

Günlerce kanat çırpan çaresiz Neeko, en sonunda çok yorgun düştü ve denize yuvarlandı... Yaşlı bir kütüğe tutunarak suyun kendisini sürüklemesine izin verdi. Uzun bir süre sonra gözü garip bir karaltıya takıldı. 

Dalgaların arasında  bir takım sesler duydu. Hayal gördüğünü düşünse de garip karaltıya doğru yüzmeye başladı. Gücünün tükenmek üzere olduğunu biliyorsa da son kez direnip garip yapıya tırmandı. Daha sonra öğrenecekti ki bu bir ticaret gemisiydi ve Harelport'a  gidiyordu. Soluklanmaya çalışırken kayıp kabilesine ulaşmak isteyip ruhlar alemine seslendi fakat aldığı tek cevap hüzün dolu yankılar ve çığlıklardı.  

Gözlerinin önüne harap olmuş bir ufuk çizgisi ve kömür gibi ölü ağaçlar belirdi.

HER YANIM RUHLARLA DOLU SICACIK  SARILIYOR GİBİ

Neeko Fan Art
Neeko, uzun bir yolcuğun ardından gemiden inerek şehre adım attı. Daha önce
karşılaşmadığı garip bir dünya kapısı Neeko'ya açılmış oldu. Tüm duyguları aniden  harekete geçti. Bizim meraklı bukalemunumuz birazcık korkacağı yerde daha da heyecanlanmıştı. Kabilesinden başka biri  olsa deli gibi ödü kopardı. Neeko işte. Asla şaşırmıyoruz.

Topluluk bambaşka kişilikleri, farklı amaçları ve hedefleri olan yabancılarla dolup taşıyordu. Sayısız hikaye ve olaya sahip olan bu şehir Neeko için bulunmaz bir nimetti.

Neeko, şehri keşfetmeye başlamıştı ki henüz ilerleyemeden bir denizci onu durdurdu. Neeko, adamın tam olarak ne söylediğini anlayamasa bile istediği şeyi çıkarabiliyordu. Neeko'nun kabilesini öğrenmekti amacı, bu anlaşılabiliyordu. 

Neeko dostane olduğunu göstermek için sho'masını kullanarak adamın ifadelerini ve hareketlerini taklit etmeye başladı. Fakat bu yaptığı denizcinin hiç hoşuna gitmedi. Neeko denizcinin tavırlarından huzursuzlaşarak, düşünceleri hissettiği anda oradan uzaklaşıp kalabalığa karıştı. 

Gözden kaybolana kadar şekilden şekile girdi ve uzaklaştı.


ARADA FARKLI BİR ŞEY OLMAK NE GÜZEL ŞEY YA!

Sonunda Harelport isimli bir tropikal ormana ulaştı fakat yeni edindiği tecrübelere,
gördüklerine akıl sır erdirmekte zorlanıyordu. Yalnızca konuşarak iletişim kurmak Neeko'ya çok garip geliyordu. Bu kadar kısıtlayıcı bir şey nasıl mümkün olabilirdi? 

Neeko kafasını dağıtmak istedi ve gözüne kestirdiği parlak tüylü orman kedilerinin şekline büründü ve onlarla koşup oynamaya başladı. Bu orman, bu koşuşturmaca ona evini hatırlatmıştı. Aklında memleketi ve memleketine duyduğu özlem varken, sürünün lideri, gür siyah saçlı bir kadına dönüştü. Birbirlerini gergin gergin tarttılar. Kadın isminin Nidalee olduğunu söyledi ve Neeko'yu istemeden de  olsa grubuna dahil etti. 

NIDALEE, BURALARDAA NAPİYOON?

Neeko, Oovi-Kat'lerin sırlarını diğerlerine açmaya çekiniyordu fakat Nidalee'yle arasında çok güçlü bir bağ olacağını düşünüyordu. 

Arkadaşlıkları dostluğa dönüştü ve yabani ormanda birlikte dolaştılar.

RUHLARIMIZ YİNE DE ARKADAŞ KALIR MI?

Neeko
Fakat şehirler ve kasabalar her ne kadar kusurlu ve sorun dolu olsa da, Neeko'yu cezbediyordu. Ataları rüyasında Neeko'yu ziyaret ediyor, kömür gibi olmuş ağaçları ve soluk dalları tekrar tekrar gösteriyordu. 

Ağaçların yine çiçek açması, tekrardan ortalığın renklere doyması gerekiyordu. Neeko kararını verdi. Yeni macerasına arkadaşını da davet etti ama Nidalee'yi ikna etmenin bir yolu yoktu. Neeko ona biraz kırıldı ama kararından vazgeçmedi. 

O dallar yeniden çiçek açmalıydı. 

Oovi-Kat kabilesindeki eski yaşamı sona ermişti fakat Neeko tekrardan rengarenk bir yaşam kurabilirdi. Kendi gibi vastayaları, yordleları, insanları ve tüm diğer canlıları kapsayan bir kabile düşünüyordu. Neeko'nun  yeni kabilesinde herkes kendine ait bir yer bulabilirdi. Katılmak isteyen herkesi bulup dostluk kuruyor hatta sho'malarını hayatı pahasına savunuyordu. Neeko'yu tanıyıp sevmeyen yoktu.

Neeko'nun ise şekline bürünmediği kimse yoktu. 

E şimdi siz söyleyin biraz bile içiniz ısınmadı mı Neeko'ya? 


HAYIR KUYRUK, ŞİMDİ KIZGIN OLMA ZAMANI!





Hiç yorum yok